bahçelerimiz bitmiş bir oyundan darmadağın
onlarca sene ekmiştik yeşil tarhlara oysa
tel kapıdan bakıyorken
ölmeyecek sandığımız
verandamızda oturan yaşlı bir teyzeydi zaman
…
şimdi bütün tarhlarda ayak izimiz
gölgemiz verandada sallanan tahta sandalye
cebimizde kartopu gerçeklerimiz
kavrasak onlar erir
kavramasak biz…
.
7.2.05
1.2.05
YA BİR RÜYA BİR NEHİR KIYISINI SÜRÜRSE
kimin köşe başında bekleyen karabasanı
hangi zehirli ağacın meyveleri olanlar
hangi yanlış aşılanmış gövdenin filizleri
çatallanmış sesiyle sırıtıyor yüzümüze
her bir küstah yol çatı
neydi ki doğru?
sizde olmayan neyi görmeye geldiniz siz?
ya da kendinizdeki neyi koyup gitmeye?
çalıya düşmüş tohumlar gibiyiz oysa
büyümek ve serpilmek
ne için ama?
toprakla beslenen gözler
uykuyu siz istediniz
toprağı besleyen eller,
kapınız sanki neden
siz ey seher düşer düşmez topraktan evlerini
düşüncesizce yiyenler
parmaklarınız parmaklık,
sesiniz bir yerlerde duvarlar çınlatıyor
ya bu nehir neden şimdi kanıyor?
kendinden korkan aydınlık uçurumsa uçurum
düşülecekse yalnız
karabasanlarca akan nehirler bile korkmazken
bu korku neden?
.
hangi zehirli ağacın meyveleri olanlar
hangi yanlış aşılanmış gövdenin filizleri
çatallanmış sesiyle sırıtıyor yüzümüze
her bir küstah yol çatı
neydi ki doğru?
sizde olmayan neyi görmeye geldiniz siz?
ya da kendinizdeki neyi koyup gitmeye?
çalıya düşmüş tohumlar gibiyiz oysa
büyümek ve serpilmek
ne için ama?
toprakla beslenen gözler
uykuyu siz istediniz
toprağı besleyen eller,
kapınız sanki neden
siz ey seher düşer düşmez topraktan evlerini
düşüncesizce yiyenler
parmaklarınız parmaklık,
sesiniz bir yerlerde duvarlar çınlatıyor
ya bu nehir neden şimdi kanıyor?
kendinden korkan aydınlık uçurumsa uçurum
düşülecekse yalnız
karabasanlarca akan nehirler bile korkmazken
bu korku neden?
.
Subscribe to:
Posts (Atom)