1.2.05

YA BİR RÜYA BİR NEHİR KIYISINI SÜRÜRSE

kimin köşe başında bekleyen karabasanı
hangi zehirli ağacın meyveleri olanlar
hangi yanlış aşılanmış gövdenin filizleri
çatallanmış sesiyle sırıtıyor yüzümüze
her bir küstah yol çatı

neydi ki doğru?
sizde olmayan neyi görmeye geldiniz siz?
ya da kendinizdeki neyi koyup gitmeye?

çalıya düşmüş tohumlar gibiyiz oysa
büyümek ve serpilmek
ne için ama?

toprakla beslenen gözler
uykuyu siz istediniz
toprağı besleyen eller,
kapınız sanki neden

siz ey seher düşer düşmez topraktan evlerini
düşüncesizce yiyenler

parmaklarınız parmaklık,
sesiniz bir yerlerde duvarlar çınlatıyor
ya bu nehir neden şimdi kanıyor?

kendinden korkan aydınlık uçurumsa uçurum
düşülecekse yalnız

karabasanlarca akan nehirler bile korkmazken
bu korku neden?


.

1 comment:

Anonymous said...

Bir cümleyi bitirmeden başlayamazsak önceye, falan filan mı olarak yaşarız?

Düşünce parçalanır her yanımız. Ama dayanmalıyız.

Biliyorsak da kesmeyecek bıçağımız.